22 November 2013

Yatak Odasına Duvardan Duvara Halı

Duvardan duvara halı fikri beni yıllardır hep korkutmuştur. Temizliği çok zahmetli olacağı için de hiç kullanmadım. 6 ay önce taşındığımız evde sadece yatak odası bu şekilde kaplanmış. Ev sahibimizin dekorasyon konusunda gayet başarılı olduğunu gördüğüm için taşınmadan önce bu halıyı kaldırtmadım denemek istedim.

Çeşit çeşit halılar var da benim sevdiklerim azıcık kabarık normal halı kıvamında olanlar. Evdeki de böyle olduğu için hoşuma gitti. Kullandıkça çok sevdim ki bunun nedeni şu:

Evin her yerinde uçuşan saçlar beni çok rahatsız etse de özellikle yatak odasındakiler beni çok huzursuz eder. Böcek varmış gibi huylanırım. Sanki ıyurken o saçlar uçacak ve ağzıma burnuma girecekmiş gibi gelir. Ne kadar sık temizlersem temizleyeyim malesef yatak odasında saç ve kıl hiç bitmez.

Halı olduğunda ise saçların görünmemesi bir yana yapıştığı için uçmuyor. Dolayısıyla haftada bir yada iki kere güçlü bir şekilde elektrik süpürgesiyle süpürmem yeterli oluyor. Psikolojik olarak öyle rahatlıyorum ki anlatamam. Odayı şık ve zengin göstermesi de artısı tabi.

Pantalonları böyle asmayı denediniz mi?

 Örnekteki resimde kızımın çamaşırları gözüküyor ama sanırım fikir verecektir. Özellikle kalın pantalon ve eşofmanları asarken bu şekilde ortadan ikiye katlayıp, bir bacağı bir ipe, diğer bacağı diğer ipe gelecek şekilde astığınızda hem yer açısından hem de hızlı kuruma açısından avantaj sağlanıyor. Bel kısmındaki kalın bölge havalanmış oluyor ve bu da çabuk kurumasına yardımcı oluyor. Tavsiye ederim.

18 November 2013

Dondurucudan Çıkan Etler Tekrar Dondurucuya Girmesin

Ev hanımı olunca o kadar çok dikkat edilmesi gereken şey var ki bunlar içinde en önemlileri elbette sağlık ile ilgili olanlar. Her türlü et türünü dondurucuya koyduğumuzda bunları öncesinde tek kullanımlık olarak paketlere ayırmakta fayda var. Çünkü çözüp tamamını tüketmezseniz geri kalan eti yeniden dondurucuya koymak hiç sağlıklı değil. Bu aşamada bakteriler üremiş oluyor ve et bozulmaya başlıyor.

Aldığınız kıyma, tavuk ve eti kullanım çeşidine göre miktarlarını ayırıp poşetleyebilirsiniz. Yemeklere az miktarda katmak için ufak porsiyonlar, tamamı etten oluşan yemekler için büyük porsiyonlar ve çorba gibi şeylere katmak için çok küçük porsiyonlar şeklinde ayırdığınızda çözülmüş miktar hiç artmadan kullanılabilir.

Düzgün Şekilli Hamur Açmak

Öyle çok aman aman uzman değilim hamur açma konusunda ama kendimi kurtarıyorum diyelim. Önceden hamur açtığımda kenarları dalgalı, ne yuvarlak ne kare acayip şekillerden oluşurdu yufkalarım.

Küçükken bir komşu teyzemiz vardı, kadınlar toplaşıp yufka açarlarken onun minik minik hamur topları hazırlayış şekli hafızamda hala. O kadar uzun gelirdi bana o topları yuvarlama süresi, bir an önce gözleme yemek istediğim için sıkılırdım.

Fakat asıl önemli nokta burasıymış. Bütün hamuru yoğururken ne kadar titiz olursanız olun, hamur yeteri kadar homojen (yani düzgün ve pürüzsüz) olmuyor. Ufak parçalara ayrıldığında hepsi yeniden iyice yoğurulmalı ve homojen yapılmalı ve tam bir küre şeklini almış olmalı. Sonra üzerine hafifçe bastırıp açmaya koyulmalı.

Düzgün bir top şeklinde açılmaya başlanan hamur düzgün bir daire olur. Tabi sadece tek yönde değil her yönde açılması kaydıyla.

06 November 2013

Mutfak Dolaplarindaki Yag Lekelerini Cikarmak

Mutfak dolaplarinin ozellikle aspiratore yakin bolumlerinde ve ust dolaplarin alt kisminda cok fazla yag spotlari birikir. Normalde cok dikkat cekmeyen bu bolge basinizi egip baktiginizda sizi soka sokabilir :) Boyle cok sayida sari-turuncu renkte noktalar olusmussa bunu temizlemek hic kolay degil.

Ben yillarca her turlu yolu denedim. yag cozuculer, ovucular hic biri kolay degil. Sonunda cikariyorlar ama benim yontemim kadar hizli olmuyor.

Ben bu lekeleri top seklinde olan bulasik teli ile cikariyorum. Ancak oncesinde hic su surmeyeceksiniz, hem tel hem de yuzey tamamen kuru olmali. Teli hafifce surtun ve tum lekeler kolayca kazinmis olacak, bittikten sonra islak bezle soyle bir silin tamam.

Bu yontemi bu sekilde yaglanmis her yerde kullanabilirsiniz ama cizilmeyecegine dikkat etmek lazim. Genelde mutfak dolaplarinin govdeleri kapaklarindan farkli olur ve mdf veya sunta kaplama denilen bir malzemeden yapilmis olur. Bu malzeme telden etkilenmiyor. Eger dolap kapaklariniz da boyle cizilmeyen malzeme ise (parlak laminat kapaklar uygun olmayacaktir) kapaklari da telleyebilirsiniz.

Deneyin bakin sasiracaksiniz

28 October 2013

Havanda Sarımsak Dövmenin de bir Adabı var

Biraz önce bloğun eski yazılarına göz atıyordum ve bir yorumda bu ayrıntıyı gördüm, yorum olarak kalmasın bir post olsun istedim. 

Çocukluğumdan beri hatırladığım bir anı, bizim evde sarımsak dövme işi daima babama aittir. Taa o zamanlar bize öğretmişti önce biraz tuz koyacaksın sonra döveceksin diye. Bu yöntem benim için öyle olağan bir şey ki herkesin uygulamadığı aklımın ucundan geçmezdi.

Bir kaç yıl önce fakültede profesör danışmanım (yemek yapan biri ayrıca) bir sohbet esnasında sarımsakları dövmenin kolay bir yolunu bulduğunu söylemişti. Tuz eklemek. E nasıl yani bilmiyor muymuş diye şok olmuştum. 60 yaşına yakın adam bilmiyormuş demek ki.

İşte bu yüzden yazayım belki bu bilgiyi kaçıranlar vardır. Sarımsakları tuz ile rahatça dövebilirsiniz.

Bol Bol Salata

Keşke yemesini sevdiğim kadar yapmayı da sevseydim salatayı, ama sevmiyorum. Kimi zaman üşenip salatasız sofralar sunmak zorunda bile kalıyorum. Hepsini tek tek yıkamak doğramak çok zor geliyor.

Son zamanlarda salata yapmaya giriştiğim her seferde, miktarını bol tutuyorum ve kocamaaan bir kaseyi dolduruyorum. Mesela göbeğin tamamı, bir kaç salatalık , 1 pırasa ( özellikle kışın hep koyarım) , bir demet roka hepsini doğrayıp hazırlıyorum. Bir tek domatesi eklemiyorum ki sulandırmasın.

Eğer tuz, yağ limon gibi soslarını eklemezseniz, kaseyi poşetle kapatarak bu şekilde uzun süre bozulmadan durur salata. Her akşam biraz alıp üzerine isterseniz domates ekleyip sunabilirsiniz. 

Ancak dikkat edilecek bir husus var. Saklayacağımız salatanın mümkün olduğunca kuru olması gerekiyor. Salata kurutmak için aparatlar varmış (bende yok) mümkünse onlar kullanılmalı, yoksa benim yöntemim yeteri kadar işe yarıyor.

Yıkanan malzemeleri kesme tahtası üzerine koyuyorum ve biraz bekleyip tahtayı eğerek fazla suyu akıtıyorum. Tahta üzerinde kestikten sonra yeniden aynı işlemi yapıyorum çünkü keserken yine sular birikiyor. Bu şekilde suyun çoğu gidiyor.

Daha sonra yayvan bir kap yerine dibi daha dar derin bir kaba koymak faydalı. (Ben büyük cam kaseye koyuyorum) Çünkü beklerken kalan sular dibe süzülüyor. Suyun sebep olduğu ıslaklık malzemeyi yumuşatsa da bundan sadece dipteki az bir miktar etkileniyor.

25 October 2013

Kış sebzelerinin fazlası dondurucuya

Ne kadar arzu etsem de yaz sonunda kışlık hazırlayan biri olmadım hiç. Hem bu ülkede öyle bol sebze olmadığından hem de zaman bulamadığımdan. Ancak derin dondurucu kullanmayı seviyorum, çok da faydalanıyorum. 

Mesela bir karnıbahar aldım, hepsini haşladım, yarısını kızarttım yedik ( hepsi bize çok gelecekti). Geri kalanı ise bir kaç gün içinde tüketmek pek iştah açıcı olmadığından doğruca dondurucuya koydum. 

Kışın bazen salata yapmak bana zor geliyor. O zamanlarda tek (mesela sadece havuç) veya birkaç çeşit sebzeyi (mesela havuç patates brokoli) haşlar üzerine biraz yağ ve sarımsaklı yoğurt dökerek pratik salata yaparım. Hem diğer salatalar kadar soğuk olmuyor :D

İşte bu amaçla kalan sebzeleri, bozulmaya yüz tutan havuçları haşlayıp dondurucuya koymak iyi oluyor benim için. Çıkarıp mikrodalgada çözdürüyorum, üzerine yoğurt döküyorum tamam.

Bu şekilde koyabileceğiniz sebzeler; brokoli, karnıbahar, havuç ve brüksel lahanası olabilir. Yoğurdun üzerine bir de kırmızı biberli kızdırılmış yağ ekledin mi yeme de yanında yat.

23 October 2013

Yatmadan önce ne yap ne et mutfağı toplu bırak

Diye size yazsam da aslında kendime de hatırlatıyorum. Bir süredir kendime koyduğum bu kuralı titizlikle uyguluyorum ve çok mesudum.

Akşam ne kadar yorgun olursak olalım biraz daha emek verip mutfağı toplu bırakmanın getirisi daha büyük bence. Sabah uykulu kalkınca dağınık bir mutfağı görmek benim moralimi çok bozuyor. Karnım aç kahvaltı mı hazırlayayım, dağınıklığı mı toplayayım, kahve mi içip ayılayım bilemiyorum. Bu karmaşıklık kalkar kalkmaz insanın sinirini bozuyor ve ne yazık ki günün geri kalanını etkiliyor. Bu yüzden toplu mutfak candır arkadaşlar.

Köfte Soğanı Sorunsalı

İki buçuk kişi olduğumuzdan mütevellit, köfteyi az miktarda yapıyorum. Çok yap buzdolabına at dediğinizi duyar gibiyim ama çocukla kıymayı dolaba koyabilmem bile zor değil köfte yapayım (porsiyonlara ayırıp koyuyorum da). Neyse her köfte yaptığımda içindeki soğanlar bir türlü istediğim gibi olmazdı.

Köftenin hem lezzeti hem de dağılmaması için soğanların mümkün olduğunca ince doğranması gerekiyor. Ben rondodan geçiriyorum ama genelde tek soğan rondoda az kalıyor iyi parçalanmıyor. Rendeleme ve incecik doğrama işini de denedim ama bu yöntemler için her zaman yeterli zamanım olmuyor.

Ben de köftenin içine koyduğum ekmekle soğanı aynı anda rondodan geçirmekte buldum çözümü. Soğanlar da ekmekler de istediğim kıvamda oluyor. Ekmek ıslanmış oluyor fakat olsun, zaten yoğururken ıslanıp karışacak. Peki neden bunu yıllardır akıl etmedim hiç bilmiyorum. Annemin öğüdü, rondoyu kullanırken (aslında her türlü mutfak eşyası için söyler) önce daha temiz bırakanlar ardından ıslak ve yağlılar kullanılmalı. Yani ekmeği önce rondodan geçir ki dökerken kolay olsun. Islak rondoda ekmekler yapışacak bir de onu sıyırmaya uğraşıcan falan filan. Neyse ben hepsini tek seferde yaptım çözdüm gitti. Tavsiye ederim.

08 October 2013

Cam Silerken Sirke Kullanmak

Cam silme suyuna sirke katıldığında daha  parlak görünmesine sebep olduğunu biliyordum da doğrusu buna da üşeniyordum, halbuki deterjan koymaktan ne farkı varsa. Galiba alıştığımız düzeni değiştirmekten ziyade, onu hatırlayıp uygulama aşamasına geçmek zor olan. 

Neyse, salonda çerçeve ile bölünmeyen kocaman bir pencere var. Bu cam genelde açık (tül yok) ve şahane bir ışık alıyor. Ancak her baktığımda moralimi bozan lekeler görmeme sebep oluyor. Aslında o kadar takıntılı değilim ama ne olduysa bu camı arındıramıyorum. Bildiğim her silme yöntemini denedim, silinmiş camı aynı gün kaç kere sildim yok olmuyor olmuyor. Sürekli dalgalar kalıyor. Tüm gücümle kuruluyorum çıkmıyor.

En sonunda artık nasıl olduysa ( belki deterjandan belki havadan) yağ gibi, ince bir tabakanın oluştuğuna kanaat getirdim.  Bu yağı çözersem olacak gibime geldi ve bunun için de sirkeyi denedim. Ve bingo.

Fısfıslı bir şişeye sirke koyuyorum ben, onu cama sıktım biraz sildim ve kuruladım. Çok hafif kurulana ile o bagsettiğim tabaka gitti, parladı, hiç iz kalmadı. Bundan sonra o cama asla başka bir sürmem

05 October 2013

Maydanoz Demeti Vazoya

Ne yazık ki hiç bir maydanoz demetini bitiremiyorum. Diğer sebzelerle birlikte buz dolabın sebze gözüne koyduğumda, genelde yığınların arasında unutur, ancak onu hangi yiyeceği yapmak için aldıysam sadece onda kullanır, gerisi çöpe giderdi. Yıllar önce ablam çözüm olarak, maydanozları dolaba değil de, bir bardak veya vazo içinde mutfağın açık bir yerinde bekletmemi tavsiye etmişti de, ben yine bir kaç uygulamadan sonra pek önem vermemiştim. 

Yurt dışında yaşamaya başlayınca bir çok  ülkemiz sebze-meyvesi gibi maydanoza da hasret kalıyor insan. Taze bir demet maydanoz 5tl civarı oluyor ve üstelik İstanbul' da pazardan aldığımız 50 kuruşluk demetin yarısı kadar bile olmuyor. Dolayısıyla aldığım demetin her bir yaprağı çok değerli.

Maydanozu mutfakta suya koyduğumda
-çok uzun süre hiç solmadan dipdiri duruyor
- gözümün önünde olduğundan sık sık hatırlayıp kullanıyorum. Mesela şu çorbaya bir dal atayım, yemeğe katayım diye aklıma geliyor
-yine gözümün önünde olunca kahvaltıda ya da gün içinde koparıp koparıp ağzıma bir kaç dal giriyor :)
-görüntüsü iyi geliyor, ha bir vazo çiçek ha maydanoz. Evde yeşil iyidir.

Eğer maydanozları bitiremiyorsanız kurutmayı da düşünebilirsiniz. İstanbul'da sıradan marketlerde göremedim ama yurt dışındaki marketlerin baharat bölümünde kuru nane gibi kuru maydanoz ( ve hatta dereotu) bulmak çok normal. Kuru maydanozu tüm yemeklerde kullanıyorum ben. Tazesini ayıklayıp doğramaya göre çok daha hızlı ve pratik oluyor.

03 October 2013

Vuran Ayakkabılara Günlük Kadın Pedi Yapıştırın

Her aldığım yeni ayakkabı bir süre ayağım alışana kadar ayağımı vurur. Bu durumda ne bant ne peçete fayda etmez. En iyi çözüm ayakkabının içine yapışan ve kaymayan bir şey. Bunun için ince günlük pedleri ayakkabıdan görünmeyecek şekilde, vuran yerin şekline göre kesip yapıştırıyorum tamam. Asla kaymıyor ve günlerce durabiliyor. Aklınızda olsun. Erkek ayakkabılarına da yapabilirsiniz

24 September 2013

Pratik Krep Nasıl Yapılır


Siz krebi nasıl yapıyorsunuz bilmem ama iki hafta kadar önce annemle krep yapmaya girişmişken, zamanla annemin yönteminden epey yol alıp çok pratik hale geldiğimi farkettim. Annem ise yıllardır hala aynı yöntemle yapıyor. İtirazlarına rağmen benim yöntemimle yaptık ve sonucu o da çok beğendi, galiba bundan sonra öyle yapacak :) Belki benim gibi yapanlar vardır ama sizler için de bu harika pratik yöntemimi paylaşayım ;

Ben tüm malzemeleri yani süt, un, kabartma tozu, yumurta (bazı kişiler yumurta koymaz ama bebeğim bol vitaminli yesin diye) ve sıvıyağı (annem içine yağ koymaz pişirdikten sonra gözleme usulu sürer) rondoya koyar bir iki tırt yaparım. Ta taa krep hamuru hazır. Hiç başka kaba döküp de bulaşık çıkarmayın oradan doğru tavaya dökebilirsiniz. Eğer sizin rondonuz da benim gibi küçükse ve çok miktarda yapacağınız zaman yetmez diye düşünüyorsanız hiç dert etmeyin. Son krep pişedururken yine iki tırt ile bir kap daha hamur yaparsınız.

Bilindiği üzere krebi tavaya koyup, sağa sola eğerek tavaya yayıyoruz. Üzerinde gözenekler olmaya başladığında ben oldum tersimi çevir diyordur. Ben krebi havaya atıp döndürmekte gayet ustayım ama her nedense krep tavamdan ayrılmak istemez. Çatalın ucuyla bir dürtmek gerekiyor. Yeter bu kadar yapışıklık yeter biraz da öbür taraf nasiplensin sıcaklığından deyip, ayırıyorum. Sonra da hop diye döndürüyorum.

İçine yağ koymuş olduğum için yeniden yağlamaya gerek yok. Üstelik yağı az koyarsanız gayet hafif krepler yapabilirsiniz Ben yağsız yapıp yiyiyorum da diyebilirsiniz eyvallah ama yağsız pek de lezzetli olmaz söyleyeyim.

Annem pratik kreplerimi yiyince çok beğendi ve hiç farkı yok dedi. Böylece onu ve bu yazıyı okuyup da onun gibi yapanları tek tek yağ sürme derdinden kurtarmış oldum. Hadi yine iyisiniz :)

Kızıma ise çorba kaşığıyla bir ölçek koyarak, tavanın içinde 4-5 tane spotlar halinde minik krepler yapıyorum. Bu şekilde daha kolay tüketiyor.


02 July 2013

Temizlikte Sirke, Limon Tuzu ve Karbonat

Temizlikte sirke, limon tuzu ve karbonatin ve hatta urik asit icermesi nedeniyle sidigin eski zamanlarda bolca kullanildigina sahidim. Eskiden sobali evlerde yasarken, kurum lekesi olmus ortuleri cikarmak icin annem bizi ortunun uzerine isetirdi :)

Ben de temizlikte agirlikli olarak sirkeyi kullaniyorum ama digerlerini pek denemesem de kullanildigini duyuyorum. Daha once buzdolabi temizliginde ve kirec lekelerinde sirkeyi kullandigimi yazmistim.

Bu yazilari yazdiktan sonra kullanim alanlarinin daha genis oldugunu, mesela klozetteki kirlerin ve kirecin cikarilmasi icin, lavabo bataryalarini parlatmak icin, lavabolari kireclerden arindirmak icin, pas lekesi cikarmak icin kullanildigini duymustum.

Baslikta yazdigim malzemelerin pH degerleri nedir acaba diye merak edip arastirdigimda yandaki resmi buldum. pH degeri 0-14 arasinda degisir ve 7 degerinden kucukler asidik, buyukler ise bazik ozellik gosterir. 0 a yaklastikca asitligi artar, 14 e yaklastikta baziklik ve 7 degeri de notr (ne asidik ne bazik) olarak tanimlanir. Bu bilgilere gore sirke ve limon oldukca asidik ozellikte maddeler. Kabartma tozu 8.3 mus. Aslida karbonat ile kabartma tozu ayni degil ancak onu da arastirdim o ada 8.1 imis. Idrarin ph degeri ise ortalama 6 imis.

Bu durumda, kirec lekesi ve temizlikte asidik ozellikleri fazla olan sirke ve limon tuzu (veya limonun suyu, ancak pahaliya gelir sanirim) rahatca kullanilabilir.

Diger yandan biliyoruz ki asidik ve bazik ozellikteki iki madde suda karistirildiginda noturlenecek ve kopurecektir. Mesela bir bardaga su koyup biraz limon sıkarsaniz, uzerine de bir kasik karbonat atarsaniz kopurur ve kabarir. Iste bu etki aslinda oksit temizlik diye satilan pahali deterjanlarin formulu oluyor. Bu dogrultuda sirke+karbonat veya limon tuzu+karbonat karisimini su amaclarla kullanabilirsiniz

-Lavabo acici olarak, Once lavabonun icine toz karbonati dokun ve uzerine de sirke dokun. Kopururken lavabo acilacak
-Fayans, mermer, lavabo, porselen temizliginde- sungere karbonat ve limon suyu (veya sirke) dokerek silin. Ozel kopuklu mutfak temizleyicileri var ya iste onunla ayni etki. Ustelik kimyasal icermedigi icin cok saglikli.

Bir sonraki yazida sadece karbonat kullanilarak yapilan temizlik bilgilerini derleyecegim.

Cam Silme Peluşu ile Yerleri Silebilirsiniz

Siz de benim gibi yaz geldiginde kalin halilari kaldirip, ince kilim ve paspaslara gecenlerden misiniz? Yazin sicakliginda en iyi yontem bu ve temizlik yapmak bence cok daha kolay. Kilimleri soooyle bir silkelersiniz, yerleri de hizlica supurup silersiniz oh mis.

Fakat sicakta elektrik supurgesini acmak kaldirmak bana cok zor geliyor. Ustelik minicik bir supurgem olmasina ragmen. Yer silmek icin buharli mopum ve duz paspasim olmasina ragmen (verdigim linkteki alt resim) onlari da kullanmak zor geliyor. Ben de cam silme aparatinin pelus kismini kullaniyorum bazen.

Ozellikle sık sık silecekseniz, amaciniz saclari ve tozlari toplamaksa bu alet cok pratik. Makine ile cekilmesi gereken daha kati copleri de bir yere toplayip kagit veya islak mendil ile aliyorum tamam.

Saclar ve tozlar pelusa yapisiyor. Lavabonun altinda yikayip elimle sıkıyorum, birazcik da sabun suruyorum ve yerleri bir iki dakika icinde toz ve saclardan arindiriyorum. Cok pratik. Ozellikle misafir gelecegi zaman yapilan acil temizliklerde tavsiye edilir.

Benim aldigim cam temizleme seti boyle bir pelus, lastikli silecek ve sopasindan olusan cok ucuz bir model. Ancak sopasi yoksa evdeki diger vileda sopalarina da takilabilir. Tum parke ve fayans yuzeyleri kolayca silebilirsiniz. Pelusu aparattan cikarip sıkmakta  fayda var, cunku sulu kalabiliyor.

11 June 2013

Buharlı Mop İle Temizlik

Bundan yaklaşık 7-8 ay önce buharlı temizleyicilere ilgi duymaya başlamıştım ve uzun araştırmalar sonucunda komple temizlik seti değil de sadece yer silmek için buharlı mop aldım. O sırada slovakyada yaşıyorduk, evim ufaktı (1+1, 50 m2) yeterli olacağını düşündüm. Bebeğim emeklemeye başladığı için buharlı mop ile tam hijyen sağlamayı amaçlıyordum.

Aldığım model piyasada bulabildiğim en ucuz modeldi ( tesco marketinin kendi ürünü) ancak sonradan daha pahalı moplardan farklı olmadığını gördüm.

Buharlı mopla yer silmeden önce elektrik süpürgesiyle iyice çekilmesi gerekiyor çünkü çöpleri toplamıyor. Başlarda hoşuma giden ve düzenli kullandığım alet, sonradan pratik gelmemeye başladı ve onunla silme aralıklarım uzadı. Fakat iki hafta önce taşındığımız yeni ülke ve evde kullanmaya başladım yeniden ve şu an iyi ki varmış diyorum. Yeni ev eskisine göre çok büyük ( üç katlı) , eğer mop olmasaydı nasıl temizlerdim bilemiyorum. Öncesinde muhtemelen ayakkabı ile gezilmiş olduğu için parkeleri buharlı mopla siliyorum ve her silişimde derinlerde kalmış kirler de çıkıyor ve kapkar bir bez elde ediyorum. Tamamen beyazlayana kadar devam edeceğim. Alan çok geniş olduğu için diğer yöntemlerle silmek oldukça zahmetli iken, buharlı mopla çok çabuk oluyor.

Biraz kullanımından bahsedeyim. Benim mopumun iki adet mikrofiber bezi var, gövde üzerine yer alan su tankı ise yaklaşık yarım kilo su alıyor. Bu su ile küçük evimin tamamını silebiliyordum. Birkaç saniye içinde ısınıyor ve buhar üflemeye başlıyor. Mikrofiber bezler bir süre sonra buhardan aşırı ıslak hale geliyor. Normalde çok hafif nemli kalıyorken ( ki sıcak olduğu için hemen kuruyor) bez ıslandığında biraz daha sulu kalıyor. Ancak yine de parkeler için risk oluşturacak derecede değil. Ben bu aşamaya geldiğinde çıkarıp ikinci bezi takıyorum. Zaten ıslanan bezin kirlendiği için de değişmesi gerekiyor ayrıca.

İki bez de kirlendiğinde çeşmenin altında sabunla yıkayıp elinle sıkarak yeniden takıp kullanıyorum.

Buharlı mop ile temizlikte su haznesine ayrıca deterjan eklenmiyor. Arada sırada biraz suya çamaşır suyu kattığım da oldu ama genelde sadece suyu tercih ediyorum. Buharın gücü temizlik için yeterli oluyor.

18 May 2013

Yemeğin Tuzu, Şekeri

Yemekleri tuzlu mu tuzsuz mu yapıyorsunuz bilmem ama ben aşırıya kaçmamak suretiyle her şeyin bir yararı olduğuna inananlardanım. Uzmanlar tuzsuz yemek yiyin derken aslında ekmek gibi diğer gıdalardan günlük tuz ihtiyacımızı karşıladğımız için tuz eklemeyin diyorlar. Yoksa diğer vitaminlere olduğu kadar, tuzun içinde bulunan minerallere de ihtiyacımız var.

Ben yemeklerimi yaparken biraz tuz kullanıyorum. Bu miktar çok değil, biz ailecek alıştık ama benim yemeklerime alışkın olmayanlar tuzsuz bulabiliyor. Ben yemeğe tuzu özellikle soğanlı salçalı yemeklerde, soğan ve salçanın ( veya domates) kavrulması sırasında ekliyorum. Bazik olan tuz, asidik olan salçayı nötrlüyor gibi geliyor bana. ( gerçekten böyle mi bilmiyorum, mantık yürütüyorum). Bu aşamada eklenince daha lezzetli oluyor.

Yemeklere tuzdan başka şeker de ilave ediyorum. 1 küp şeker ölçüsü oluyor genelde. Özellikle sebze yemeklerine (tüm sebzeler), fasulye, barbunya gibi bakliyatları pişirirken şeker eklediğinizde daha lezzetli olacak yemekleriniz. Şeker özellikle sebzelerdeki ot tadını alıyor, yemeğe doyulmayan bir lezzet veriyor. Mesela ayşe kadın fasülyeye mutlaka şeker atılmalı, çok leziz oluyor ;)

16 May 2013

Tüm Evde Beyaz Sabun (veya Sabun Tozu) ile temizlik

Bebeğim olduktan sonra önceden sadece el yıkamak için kullandığımız (hatta sıvı sabunlardan sonra tarih olan) kalıp sabunun gücünü yeniden keşfettim. Bebek çamaşırlarında bebeğin hassas tenini korumak için doğal ve saf ( içinde kimyasallar ve alkol içermeyen kokusuz) deterjan olarak sabun veya sabun tozları tavsiye edilir. Önce sadece bebek giysileri ile başlayan sabun tozu kullanımı benim için daha sonra tüm ev temizliği için vazgeçilmezim oldu. Şimdi maddeler halinde nerede ve nasıl kullandığıma değineyim.

Sabun tozları hazır satıldığı gibi, beyaz sabunu rendeleyerek veya rondodan geçirilerek de elde edilebilir.

1- Bebek çamaşırlarını makinede yıkarken doğrudan sabun tozu ile yıkadığınızda malesef lekeler çıkmıyor. Ben öncesinde çeşmeden akan mümkün en sıcak suyu bir kovaya doldurup sabun bir avuç sabun tozu koyuyorum. Lekeli giysileri bunun içinde en az bir iki saat bekletip ( genelde gece koyup sabaha kadar bırakıyorum ama kısa süreli de denedim etkisi aynı) hafifçe sıkıp makineye alıyorum. İşin püf noktası kıyafetleri koymadan önce sabunun suda iyice erimiş olması. Beyaz bir su elde ettikten sonra basıyoruz.

Bekleme sonunda hiç yıkama çitileme yapmadığım halde tüm lekeler çıkmış oluyor. Bazen tortulu yemek lekeleri oluyor onları hafifçe çitiliyorum. Kıyafetleri kirlenir kirlenmez suya basmıyorum. Kirli halde bekliyor sadece yıkamadan önce suya basıyorum.

Bu ön temizlikten sonra neredeyse tertemiz olduğu için 15 dakikalık programla makinede yine sabun tozu ile yıkayıp sıktırıyorum.

2- Yıllardır kendi beyaz iç çamaşırlarımı yıkamadan önce çamaşır suyıuna basarım. Ancak hiç beyazlamadığı gibi zamanla sararıyorlardı. Şimdi bu işi sabun tozu ile yapıyorum aynı şekilde bembeyaz.

3- Sabunun leke çıkarma gücü müthişmiş. Uzun süre kullandığım lekelerden kapkara olmuş yer ve toz bezlerini sabunlu suya basınca bembeyaz oluyor. Aslında bunu suya basmadan önce ev temizliğinde sabun tozunu kullanmaya başladığımda farkettim. Sabun tozu katılmış su ile yerleri silerken bezlerim tertemiz oldu.

4-Anneme sabun tozunu keşfettiğimi söylediğimde biz eskiden hep onu kullanırdık, bulaşıkları bile onla yıkardık dedi. Bulaşıkları komple yıkamadım ama mutfak tezgahı- ocak- yağlı fayans ve dolapları falan sıcak suya attığım sabun tozu ile ( yine erimiş olmasına dikkat) siliyorum, çok başarılı.

5- Bebeğin biberon emzik gibi maşzemelerinin de doğal deterjanlarla yıkanması lazım. Bulaşık süngerini sabuna sürtüp köpürterek bunları yıkıyorum.

6- Bebeğimin çamaşırlarını sabun tozu ile yıkayıp memnun kaldıktan sonra kendi çamaşırlarımızda da sabun tozuna geçtim. Çamaşırları ev içinde kuruttuğum için deterjanların kokusu ağır oluyor ve evde hepimiz için zararlı. Sabun tozu ile yıkayınca böyle bir sorun yok. Kendi çamaşırlarımıza bazen hiç yumuşatıcı kullanmıyorum bazen de çok az ilave ediyorum.

7- yine ev temizliğinde, cam silme toz alma gibi her aşamada sabun tozu kullandım ve hepsinden memnun kaldım.

Yani her bir temizlik için ayrı ayrı deterjanlara dünyanın parasını dökmenin hiç anlamı yokmuş. Sabun hepsine birden yetiyor.

18 January 2013

Çiğ Et ve Kıyma Kaplarının Temizliği Nasıl Olmalı?

Çiğ ette bulunan bakterilerin, kullandığımız kaplara geçmesi sebebiyle, sonrasında iyice temizlenmesi gerektiğini biliyorsunuzdur. Bu hususta eşim çok titizdir ve et kesmek için kullandığımız bıçaklar ayrıdır. Bunun dışında dikkat ettiğim bazı hususları madde madde yazayım:

  • Ben etleri çıkardığımda çözdürmek için mikrodalga fırın kullanıyorum. Mikrodalgaya eti koymak için ayrıca bir tabak kullanmayıp, set halinde hazır satılan kağıt tabaklardan alıyorum. Bu tabakta eti çözdürüyorum ve onun üzerinde dilimliyorum. İşim bittikten sonra kağıdı atıyorum. 
  • Kesme tahtaları üzerinde yarıklar olabileceği için et keserken pek kullanılmamalı. Ne kadar iyi yıkamaya çalışırsanız çalışın aralarında kalacaktır. Mümkün olduğunca pürüzsüz yüzeyler kullanılmalı.
  • Bakterilerin tamamen yok olması 71 derece sıcaklıkta mümkün oluyormuş. Bıçak ve diğer et konulan kapların bu yüzden yüksek sıcaklıkta yıkanması (ya da kaynatılması) gerekiyor. 
  • Köfte yoğururken kullandığınız kapların yüksek sıcaklığa dayanıklı olması lazım. Plastik kaplarda köfte yoğurmayın. En uygunu cam kaseler oluyor ve bulaşık makinesinde rahatça yıkanıyor.
  • Köfte yoğururken, et dilimlerken ellerinize plastik eldiven giyebilirsiniz. Ben bazen dikkat ediyorum, bazen de çok sıcak suyla ellerim yana yana yıkayıp, kolonya sürüyorum.
  • Etin bulaştığı tezgah ve yüzeyleri iyice temizlemek lazım. Ben dezenfektan almıştım onu kullanıyorum ama çamaşır suyu da kullanılabilir.
Lezzetli bir et yemeği keyfi yapmak ne kadar da zahmetli değil mi :/