Pratik Gömlek Ütüleme

Gömlek ütülemek en uğraştırıcı işlerden biridir. Ancak şimdi sizlere, sıradan malzemelerle (yani ekstra özellikli ütüler olmadan) hızlı bir şekilde nasıl ütüleyeceğinizi anlatmak istiyorum. Ben yıllardır böyle yapıyorum.

Başlamadan önce vurgulamak gerekir ki bu yöntem mümkün olduğunca düz modelli gömlekler için iyi sonuç verir. Oturtmalı, büzgülü kadın gömleklerinde zor olabilir. Erkek gömleklerinde ve düz hatlı kadın gömleklerinde rahatlıkla uygulanabilir. Zaten biz kadınlar en çok erkek gömleği ütülüyoruz değil mi? :)

Önce boğazdaki ilk düğme hariç tüm düğmeleri ilikliyoruz. Ön tarafı üste gelecek şekilde düzgünce ütü masasına seriyoruz. Aynı tişört ütüler gibi ütüleyeceğiz gömleği, sadece bir kaç püf noktası var.

Gövdenin kenar dikişlerinden düzgünce katlanmış olmalı. Gömleğin etek ucuna yakın yerden, kenardan ortaya doğru ütülemeye başlayın. Her iki kenardan ortaya doğru ütüleyerek yukarıya doğru çıkın. Düğmelerin olduğu sırayı en son üstten geçeceğiz.

Düzgün şekilde serilmiş halde bu sefer göğüs ve omuzları da ütüleyin. En son düğmeli şeridi bol buhar basarak ütüleyin. Düğmenin altındaki kısımda katlanmış yerler varsa ütülerken düzeltin.

Sıra geldi kollara, kolları da düzgünce sererek, alt dikiş çizgisini tam katlayıp, dikişten yukarı doğru ütüleyin. Tüm kolboyunca buna dikkat edin ki, kolun üstüne gelecek olan kat izi yamuk olmasın. Bilekleri yine katlı şekilde bol buharla ütüleyin. Her iki kolu bu şekilde yaptıktan sonra terslerini çevirip bir kez de bu taraftan ütüleyin.

Gövdenin arkasını ütülemek için de gömleği ters çevirin ve düzgünce serip ( yamuk olursa ön kısmında bozulma olur) ütüleyin. 

En son yakayı açarak ütüleyin, gerekirse bir iki düğme açabilirsiniz.

Pırıl Pırıl Armatürler İçin Sirke

Mutfak ve banyodaki armatürlerin her daim pırıl pırıl olmasını isterim ama ne mümkün. Parlartıktan bir saat sonra bile dursa iyi, ne yazık ki hemen sabun lekeleri, kireç damlaları izi kalıyor. Ve günlük temizlemelerde parlatsanız bile özellikle lavabo ile birleşme noktaları, arkaları, açma kapama düğmesinin alt kısımları falan zamanla beyaz tortu biriktiriyor. Oysa her yer ne kadar temiz olursa olsun, parlayan armatürler eve daha temiz ve zengin bir görünüm veriyor :)

İşte bunu en kolay çözmenin yolu yine sirke. En ucuzlardan kocaman bir şişe sirkeyi evde temizlik amaçlı kullanıyorum. Süngere biraz sirke döküp fazla bastırmadan armatürleri şöyle bir silin hepsi tertemiz ve parlak olacak. İster her yıkamada isterseniz arada sırada uygulayabilirsiniz. Çok yoğun kireç birikmiş armatürlerde süngere bir kaç kez  sirke dökerek tamamen çıkana kadar silebilirsiniz. Sonrasında üzerini su ile durulamak yeterli.

Göbek Salatayı Nasıl Temizliyorsunuz?

Salata yapmak ile ilgili kaçıncı yazım bilmiyorum, çok seviyorum yemeyi ama hazırlamasını değil. Gayet hızlıyım hazırlarken ama yine de bana uzun geliyor.

Her konuda olduğu gibi her salata malzemesi için de pratik yöntemler geliştirdim kendimce. Şimdi kısaca bunlara değineyim.

Göbek salatayı yıllardır yapraklarını tek tek ayırarak, onları tek tek yıkayarak temizler, ardından kesme tahtasında doğrardım. Bu yaprakları ayırma yıkama işi bana zahmetli geliyordu. Bazı restoranlarda falan hiç yıkanmadan dıştaki birkaç katı atarak doğrandığını biliyorum. Bir akşam o kadar üşendim ki yıkamadan doğradım, sonra ise içim rahat etmedi ne yapsam derken, büyük bir kapta foşur foşur yıkayıp süzdüm ve bingo. Ay öyle kolay geldi ki, artık hep önce doğrayıp sonra yıkıyorum.

Salatalıkların kabuklarını asla soymam. Uğraşmak zor geliyor. Güzelce yıkarım ve genelde dikey ortadan böler, ince ince dilimlerim. Koyu renk kabuklar hem hoş görünür, hem ince dilim olduğu için yemesi zor değil hem de bol vitaminli :)

Başka domatesi kesme tahtasında önce ortadan ikiye böler sonra soğan doğrar gibi enine ve dikine 2-3 kesik ile bölerim. Bence ideal büyüklük oluyor böyle.

Havuçları daima kabak soyacağı ile soyarım. Hatta genelde tüm havucu kabak soyacağı ile ince ince sıyırıp, salataya öyle katarım.

Diğer malzemeler konusunda farklı bir yöntemim yok. Herkes gibi onları da doğruyorum. 

Salata sosunu ise (mesela limon suyu, yağ, tuz, kuru maydanoz, sumak) hepsini bir kasede karıştırıyorum. Ayrı tabaklara servis edilecekse bu sos üzerine yeme sırasında dökülüyor, herkes istediği kadar.

 

Evde Tasarruf Yöntemleri #2

Bir önceki yazıda alışveriş odaklı tasarruf ağırlık kazanmıştı. Ancak bu konu daha bitmedi. Kaldığımız yerden devam.

- alışverişe çıkarken listeye bağlı kalmak çok önemli. Bu yüzden liste oluşturma ve kullanma konusunda kendinizi şartlandırın. Eğer akıllı telefonunuz varsa, bu yazımda yazdığım aplikasyon çok faydalı http://ge-ce.blogspot.nl/2014/02/alsveris-listesi-aplikasyonu.html?m=1

- ben uzun zamandır kredi kartı kullanmadığım için aklıma gelmeyen bir ayrıntıydı ama bahsetmeden olmaz. Kredi kartı ile alışverişte insan daha çok harcıyor. Mümkün olduğunca nakit para ile veya doğrudan hesaptan düşen banka kartları ile alışveriş yapın.

- bazı insanlar sıkıntılarını alışveriş yaparak geçirmeye çalışırlar. Sıkıntının asıl nedenini çözmediğiniz sürece, alışverişin getirdiği haz çok kısa sürer ve evinizde sonradan kullanmayacağımız eşyalar birikir.

- kıyafet, ayakkabı gibi ürünlerde moda diye birsey var. Modayı takip etmek herkesin aklını çelse de, tamamen yakalamanız imkansız. En doğrusu ihtiyaçlarınızı size yakışan, rahat hissettiğiniz ürünler içinden almanız. Yoksa dolabınız bir kere giyilip unutulmuş eşyalarla dolar.

- ev dekorasyonuna düşkün kişilerin, belli tipteki tabak-çanak- bardak, tepsi, masa örtüsü gibi eşyaları gereğinden fazla aldıklarına şahit oluyorum. On tane masa örtüsüne veya çeşit çeşit tabağa ihtiyacınız yok. Bunlara bakınca içiniz açılıyor, mutlu hissediyorsanız aslında bu konuda bir sorununuz olabilir. Çünkü bu işin sonu yok. Daima müşterileri cezbedici  ürünler piyasaya sürülecektir. Mutlu olmak için bu eşyaları satın almak yerine, üreterek, kitap okuyarak veya başka bir şekilde mutlu olmayı öğrenmelisiniz. Dahası mutluluğunuzu eşyalara bağlamaktan vazgeçmelisiniz. Tabi bu söylediklerim bunu saplantı haline getirmiş kişiler için.

- onda var bende de olsun anlayışı. Ne yazık ki çok kişi bu duygunun esiri oluyor. Akrabalar, iş arkadaşları, eş-dost gibi çevremizdeki insanlarda görüp hoşlandığınız şeyleri almaya kalkışmadan önce bir daha düşünün. Gerçekten ihtiyaç var mı, yoksa benim de olsun hevesi mi?

Evde Tasarruf Yöntemleri #1

Evde ve günlük yaşamımızda tasarrufun getireceği maddi ve dolayısıyla manevi faydalar inkar edilemez. Ancak her konuda olduğu gibi tasarruf yapacağım derken göz çıkarmamak lazım, denge önemli. Hayatımızdaki harcamaları sınırlamayı düşünürken soracağımız soru şu olmalı: "bu kısıtlamanın olumsuz bir getirisi olur mu?" ve bu getiri " riske atılacak bir şey mi?". Bu soruların cevabına göre tasarrufları yapmak gerekir.

Bir örnek verecek olursam, mesela beslenme konusunda yapılan tasarruflar. Yiyecekleri daha uygun fiyatlı yerlerden alma seçeneği söz konusu olabilir ama bazı yiyeceklerden kendimizi mahrum bırakmak, insanın sağlığını etkileyecektir. Sağlığın bedeli hiç bir şeyle kıyaslanmaz ancak, basit bir hastalıkta bile tedavi masrafları, yapılan tasarrufu kat kat geçer. Bu durumda bu tasarruf, tasarruf değildir.

Belli bir düzen olmadan (ne yazık ki) aklıma gelen fikirleri yazacağım.

Nasıl tasarruf yapabiliriz.

- bir evin en çok masrafı market/pazar harcamalarıdır. Bu alışverişler sırasında insanın ihtiyacı olmadığı halde çeşitli yönlerden baştan çıkıp sepete attığı ekstralar oluyor. Öncelikle bunları kesmeli.

- market alışverişlerinde neredeyse harcamaların üçte biri abur cuburlara gider genelde. Bu atıştırmalıklara gerçekten ihtiyacınız var mı? Kesmeyi ve ya azaltmayı düşünmeli. Hem boşuna ekstra kalori.

- riskli yerlerden uzak durmalı, bir milyoncular, kırtasiyeler... gibi dükkanlarda ucuz diye ihtiyaç olmadığı halde alınan çok şey oluyor. Haftada 5tl bu tip şeylere harcasanız, yılda  260tl eder.

- buna karşın evde bir ihtiyaç olduğunda önce bir milyonculara bakmakta fayda var. Mesela elbise fırçası, tahta kaşık.. gibi şeyler marketlere ve ilgili mağazalara nazaran daha ucuzdur.

- alınan sebze ve meyveleri, tüketilecek miktarda azar azar almak lazım. Hem taze yemek için hem de bozulup çöpe gitmemesi için.

- bazı hazır gıdalar insana pratik geliyor, ancak pek farkı yok. Mesela hazır kurabiye ve kek unları, hazır puding ve çorbalar. Bunların çoğu evde yapılabilecek şeyler. Mesela toz pudingi ele alalım. İçindeki malzemelerin (şeker, kakao,nişasta) aynı miktarda değerlerinin fiyatlarını karşılaştırsak daha pahalıya gelecektir. Üstüne paket parası da geliyor çünkü. İçindeki koruyucular da cabası. Bu tip alışverişlerinizde evde yapılabilir / yapılamaz şeklinde ayırmaya çalışın.

-aşırı stok yapmayın. Genelde ucuz bulunduğunda bazı ürünler indirime girer. Gıda malzemelerinde genelde son tüketim tarihi yaklaşan ürünlere bu indirimi uyguluyorlar. Stok yaptığınızda bu tarihleri kaçırabilirsiniz ve çöpe gider. Ayrıca hazır parayı bir anda vermek anlamına gelir. Bir de artık bir sürü market ve alternatif var. Daha sonra yine indirimli satışları olacaktır.

- temizlik ürünlerinde çeşit azaltmasına gidin. Parkeler, fayanslar, mutfak, banyo, cam vs hepsi için ayrı deterjana gerek yok. Daha önce bu blogda yazdığım sabun tozu, sirke ve karbonat seçeneklerini kullanabilirsiniz. Parke deterjanlarının aslında arap sabunu kökenli olduğunu düşünüyorum (çok benziyor) ve arap sabunlu veya beyaz sabunlu su kullanabilirsiniz. Camları bulaşık deterjanı ile silebilirsiniz, pırıl pırıl olur. Dolayısıyla evinizdeki deterjan seçeneklerini gözden geçirebilirsiniz.

- alışverişe tok gidin, açken daha çok harcama yapılıyor.

- alışverişi farklı marketlerden ve mağazalardan yapın, aynı ürün farklı mağazalarda farklı fiyatlarda olabiliyor. Çevrenizdeki dükkanlar arasında kıyaslama yaparak alışverişinizi düzenleyin.

Bu günlük bu kafar yeter :) Daha çok alışveriş konulu bir yazı oldu, diğerlerinde kullanım odaklı ve diğer tasarruf çeşitlerine değineceğim.

Pratik Domates Rendeleme

Bazı yemeklere doğrudan rondodan geçirilmiş domatesi kullanıyorum ama özellikle domates çorbasında içinde yüzen kabuklar hiç de hoş görünmüyor. Bu tip yemekler için kabuklarını soyup doğramak yerine rendelemeyi tercih ediyorum. Domatesin kabuklarını soymak rendelemeye göre daha uğraştırıcı çünkü.

Fotoğrafta görüldüğü gibi domatesleri sapından itibaren dikey doğrultuda ikiye bölüyoruz, ortasından biraz bastırıp kabuğu fazla parçalanmadan rendeliyoruz.